14 Şubat Sevgililer günü :)

Merhabalar… Kimleri için sıradan, kimileri için önem ve anlam arz eden o gün 14 şubat.. Happy valentines day, sevgililer günü… Benim için sıra dan bir gün ahaha. Sahi nasıl geçiyor 14 şubat’ınız ? Ben kalktım ve kahvaltı yaptım, Dışarı çıktım, yapmam gereken bir kaç alışveriş var idi.. Gıda alışverişi.. Sonra da eve geldim ıspanaklı makarna yapacağım :))))) yalnız idim zaten, arayan soran da yok. Kısaca harika herşey gördüğünüz üzere ahaha :)))) açıkçası beklenti içinde de değilim. Bütün iletişimleri mi şak diye kestim böyle iyi kimsecikler yok… Bir de çıkar kendime bir hediye parfüm alırım biraz dan, oh 14 şubatı da böyle kapatırız… 🙂 hepinize saygılar ve sevgiler

Biraz Sakinlik…

Birkaç hafta oldu sanırım yazmayalı… Evet bu aralar durulmayı tercih ettim… en son ki malum şahıs tarafından yoklamalar, iniş çıkışlar, işte klasik bilirsiniz neyse ne ara ara devam ediyor… Tinder’a gelince eşleşme yapmıyorum. Sakinlik, dinginlik, biraz da yalnızlığı tercih ediyorum bu ara. Her deneyim yeni bir tecrübe idi benim için… Biraz yorulduğu mu ve dinlenmem gerektiğini düşündüğüm için şu sıra böyle :))) kendi mi dinlemeyi seviyorum. Kabuğum da olmayı… sanırım bu benim şarj olma şeklim :)))) belki de biraz ilgi bekliyorumdur kimbilir… şimdilik hoşçakalın sevin ve sevilin!

Tıkandım…

Acil çıkış kapısı yok mu ? Nereden başlasam…gerçi başlamıştım son 3 postta anlatmaya, malum kişi… Aktarmak istediğim şahit olduğum bazı detayla var. Aslın da bunu buraya yazmadan bu defteri kapatmış önüme bakıyor olmalıydım ama şuan bunu beceremiyorum. Hemen giriş yapim madme, Anti depresanlarını bıraktırdım, Bu sefer daha başka birşeyle karşılaştım. Bu adamın başka bağımlılıkları var… Ot u saymıyorum artık (ben kullanmıyorum hiçbirşey) Peki hap… Hakikaten tıkandım, Ve gel gitli davranışları, bazen kurgu olarak düşünüyorum bana karşı bilinçli gel gitleri yaptığını gözlüyorum klasik erkek egosu deip geçiştiriyorum üzerin de bile durmuyorum. Ama bağımlılık meselesi… Bu adam beni de keyif verici madde olarak görüyor ya da görmeye başladı. Sömürene kadar buna devam mı edeceğiz… Neden kullanıyorsun dediğim de zoruna gidiyor muş muş muş bu cümlem, Sürekli sınayıp sinir kat sayı mı ölçmeye çalışmaları, asla sakinliğim den ödün vermiyorum ben ne ile uğraşıyorum hakikaten… bu sahneler bir çoğumuza tanıdık evet ama ben onun kahramanı olmaya çalıştıkça acaba ona kötülük mü ediyorum ? Ben neden kendi mi sorguluyorum ? Nasıl davranmalıyım, ya da bilmiyorum… Sanırım görüş ve fikir almaya ihtiyacım var. Bir hata yapıyor hemen geri özür diliyor, kabul etmiyorum hatasını düzeltiyor, kabul ediyorum başka bir hata yapıyor, T-I-K-A-N-D-I-M… Edit: 7saat sonra yazı mı düzenliyorum, evet uygun bir dille güzellik ile herşey için teşekkür ettim oda aynı şekil de, çünkü normal olmayan her durum beni kötü etkiler ve böylece son bulur falan filan haydi bakalım hoşçakalın…


Neden hep aynı yahu :))))

Sessizlik zamanı başlıklı postum da paylaştığım şahıs dan bahsedeceğim… hikayelerimizin aynı oldugu, Ayarlarım ile oynamak istiyor:))) ama birtürlü anahtarı oturtamıyor allak bullak olduk… Kendisi çoğu zaman nereye çekersen oraya giden, kendisi ile konuşulmasından keyif alan aslın da buna ihtiyacı varmış anladığım kadarı ile sabahlara kadar beni dinliyor. Manik depresif artı borderline teşhisi ile iki tane anti depresan kullanıyordu. Şunu sordum kendisine ne konuştunuz dedim psikiyatristin ile ? 1 dakika sürmediğini birkaç birşey söyledim ve karşılığında biri çok ağır diğer hafif olan antidepresanı yazdıgını söyledi. Yazık yahu bu kadar mı kolay teşhis koyuluyor ben anlamadım ki… Neyse ağır olanı bıraktırttım, diğerini de yarım içiyor halinden memnun. Bence iyi bir dinleyici psikolog yada psik. lazım onun için kendisine de söyledim. Herneyse gelelim bize, biz yanyana geliyoruz arkadaş ortamımız da vakit geçiriyoruz, sohbetler ediyoruz, eğleniyoruz, hep ele ele göz göze 🙂 sevişiyoruz da… Beraber uyuyoruz ama ben hep temkinliyim kendi mi kaptırmıyorum… ahaha telefonunu elime veriyor karıştırtıyor ben istemeden biraz kıskançlığı mı belli etmiş olabilirim… Ama yine de bu onun zevzeklik yapmasını gerektirmiyordu.. Dün akşam bir mesaj “bildiğin bir masaj salonu var mı” beni kızdıracak, ne desem diye düşündüm ve söyledim var bunlar bunlar git dedim. O da sen daha güzel yaparsın dedi. Ben de sorunu sordun cevabı mı verdim dedim. Yine içine sinmez ise git mesajlaştıklarına sor dedim… Eh benim canı mı sıkmaya kalkarsan böyle söylerim ben de… Ama canım sıkılmıyor artık o kadar aynısınız ki gülüyorum geçiyorum. Bir o kadar da güvenmiyorum artık kimselere… nasip diyelim bugün de böyle olsun :)))

Yeni yıla girerken…

Evet 2018’i geride bıraktık. Yeni yılı karşıladık bir yaş daha yaşlandık tabi ki 🙂 Bu yıl yeni yıla girerken plan yapmamıştım. En fazla ailem ile oturur yemek yer, sonra da uyurum demiştim. Bir önce ki postum da bahsettiğim hayal kırıklığı kişi şahıs ile bir ara birşeyler mi yapsak diye konuşmuştuk. Ama yine de pek istekli değildim, sanırım aşık olmadığım için. Ha belki eğlenebilirdim ne bilim bir takım arkadaş organizasyonlarına katılabilirdim, ama hevessiz ve durgundum. Ailem ile yeni yılı karşılamak istedim. Güzel de oldu:) Klasik yeni yıl erkek girişimlerinden de hemen bahsedeyim. Evde oturacağı mı çıkmayacağı mı söylediğim halde ve görüşmeyide kesmiş sayılırız akşama doğru Face Time araması, denizlerin üzerindeki hakimiyet kontrolü ahaah ben de tık yok. Olduğum gibi gayet normal konuştum. Tekrar bir arama acaba hala evdemiyim. Birde kendi zekası kendine çok yetiyormuş gibi, gece 12 den sonra haberleşelim miş… oldu ben de zaten o anı bekliyordum. Senin bozmaya çalıştığın ayarları ben düzeltip sabitleyeli çok oldu ey kuş beyinli erkek aahaahaah 🙂 işte benim yeni yılım böyle geçti çok ta güzel di bana göre misler gibi evimde yedim içtim daha ne olsun:)

Bence erkekler de haklı…

Düşünüyorum da, aslında düşünmeye gerek te yok görüyoruz, konu ikili ilişkiler, flörtler, birliktelikler, birçok yer de karşımıza çıkan konu SOSYAL MEDYA evet sosyal medya bizleri asosyal yaptı, sosyal medya hayatımıza girdiğin den beri alışkanlıklarımız değişti, akışımız, düşüncelerimiz, eylemlerimiz herşeyimiz sosyal medya odaklı oldu. İiçeceğimiz kahve den tutun yiyeceğimiz yemeğe kadar… dün kahve içmiştim, bugün meyve suyu içim yayınlayim çeşit olsun 🙂 bu kadar önemli bizler için sosyal medya… meğer ne kadar severmişiz teşhiri :)))) meğer ne kadar sıkılmışız, ne çok can yakmak istermişiz, ne çok ispat endişemiz varmış… bunlara uzaktan seyretmek güzel oluyor bazen. Ama mesela ben seviyorum gidilen ülkeleri, oraların tanıtımlarını, havasını suyunu bana empoze edilmesini, ne bilim hiç görmediğim yerleri görmeyi… Geçenler de yine okumak tan keyid aldığım bir yazar dan çilek rengi gölü öğrenmiştim:) buraya kadar herşey güzel evet. Fakat ikili diyaloglar her iki cinsin de o kadar fazla seçeneği var ki, bence ilişkilerin haysiyeti kalmadı, aşk sevgi ne bilim eş kavramları mutasyona uğradı. Örnek veriyorum instagram da çocuk benden 10 yaş küçük DM den gelen mesaj şuydu “iftara beraber gidelim mi sonra da takılırız” neden seninle iftara gideyim ahaha :)))) misal gecenin 4 ü tık mesaj “telefonunu versene” neden sana telefonu mu vereyim ? seni tanımıyorum. “aşağı insene seni görim saat gecenin 5 i” uykumdan fırlıyorum. görüp ne yapacaksın, ben senin bu saat de uyku öncesi ben senin tatmin etme aracın mıyım ? ya da böyle mi iletişim kurulur. Her olumsuz cevabımın ardın dan hemen başka seçeneğe yönelinir… Deniz yoksa, özlem var, özlem yoksa, melis var gibi gibi… eleştirmiyorum şuan, asla kınamıyorum algılamaya çalışıyorum sadece. Belki de büyük çoğunluk tercihi böyledir normali budur diyorum geçiyorum. Samimiyetli samimiyetsiz sohbetler, aşırı yüzeysel, cinsel içerikli imalar ne kadar sıkıcı… acaba ben mi anormalim ahaha :)))) erkekler de haklı artık öyle görüyorum ve tabi ki biz kadınlar da 🙂 kolay iletişim kolay buluşma dert yok sıkıntı yok, kısa yol dan sıkıntısız amacına ulaşma…

Sessizlik zamanı

O kişi karşına çıkar, hatta ikimizin hikayesi bile aynı, o da çok uzun yıllar süren ilişkisini bitirmiş ben de. Günlerce buluşulur sohbet edilir. Sinema ya gidilir, yemekler yenilir, ama nasıl desem anlar harika fakat tanımlanamayan birşeyler var, Yaklaşmak ister gerekeçeleri mi anlatırım… Ama ister güvendirir kendine bir şekil de. Karşı koyamazzsın o güzel anların sonun da karanlık sahneler gelir ve çöker, teslimiyetin pişmanlığı, kırgınlık, üzgünlük, empati beklediğin yer de hayal kırıklıkları ile dolarsın, hayat hep böyle değil, bana mı böyle bilmiyorum ki, bir yıllık suskun bekleyişim, kırgınlığım, böyle sonuçlanmamalıydı. Ben sevmiyorum bu işleri artık aşk, ilişkiler bunlara fazla anlam yüklememek gerektiğini düşünüyorum. Korktuğum ne var ise dün gece iliklerime kadar hissettim, hayat bana hep hayal kırıklığı yaşatıyor hep ama, benim de yanlışlarım vardır, ama ben bu kadar hayal kırıklığı yaşayacak kadar yanlış bir kadın olmadım. Tinder kullanma amacım aynı şekil de devam eder sohbet ederim, çıkarım, yemek yerim ama asla birdaha asla, hiçbir erkek ile yakınlık kuramayacak kadar hayal kırıklığı ve üzüntü ile doluyum. Beklentinin olduğu yerde hep mutsuzluk vardır onu da yaşadım. Herkes çok mutlu olsun kendime de aynı dileği diliyorum. Ama sanırım ben bu işleri beceremeyecem… çirkin bir kadın değilim, aptal bir kadın hiç değilim, güzel olduğu mu söyler ler, kendi mi övmek istemiyorum, 1.75 boyum var, doğal uzun saçlarım 63 kilom, düzgün bir ailem evet şimdi diyeceksiniz nasıl yalnız kaldın, benim yanlışım tercihleri mi hep yanlış kişiler den yana kullanmak oldu. Bir sene sonra yine yanıldım. Defalarca kendi mi ifade etmiştim oysa ki, ben mi çok vicdanlıyım, herkes mi kötü, herkes mi düşüncesiz tahamülsüz, hayat işte bugün kırgınım ve üzgünüm biraz, umarım okumak tan sıkılmazzsınız. sevgiler

Yeni bir eşleşme (ne üdüğü belirsiz bey)

Evet yeni bir eşleşme den sizlere merhabalar… bunu atlamışım anlatmamışım, düşünün ki sizi hiç şaşırtmayacak kadar sıradan ahahah:), esmer hoş bir adam super like atmış profilini inceledim fena değil! karşılık verdim like ile, eşleştik mesajlaşmalar başladı. Vay efendim tinder dan dert yanar bu arkadaşımız, fake ler çok muş, kadınlar hep ahlaksızmış aman da aman. Whats app a geçeriz çok ilgili alakalı sabah akşam öğlen. Bir akşam yemeğe çıkıyorum dedi. Telefonu kapalı 🙂 saat 9 da kapalı idi, 23.30 da bana geri döndü. İlk gıcık alma dönemim 🙂 iş için moskova ya gideceğini telefonun kapalı olacağını söyledi. Bu süreç ten itibaren ben bir mesafe koydum haliyle, beyimiz dönüş yaptı hemen arıyor bir hoşgeldin yok mu ? ben mesafem ile konuşmaya devam ediyorum. Normal de görüşecektik. Bu ara da hakikaten bu hikayenin sonunu görerek devam ettim. Maksat zaman geçsin can sıkıntı mı gidereyim, gözlem yapayim, işte ne bilim egolarım okşansın 🙂 1.5 aylığına hong kong a gidecekti gitti. Oradan da yazıyor videolar atıyor konuşuyoruz ama ben beklemedeyim birşeyler olacağını hissediyorum. Tinder ı açtım akış kısmın da fotoğraflar yenilenmiş, instagram tinder a bağlanmış, ama bu arada ben de birileri ile eşleşiyor ve konuşuyorum. Ama cinsel birliktelik yaşayacağım o kişi ile henüz karşılaşmadım. Kaçıyorum nedense kendime itiraf edemediğim birsürü sebeplerim var uzun uzadıya buraya başka birgün paylaşırım onları da. Evet sordum ona çok aktifsin dedim tinderda, döndü sen kendine bak! dedi. Ben eşleştikleri mi sohbet ettikleri mi paylaşmışım seninle bunları biliyorsun. Ben sana açığım gayet, tekrar tekrar kendisine dürüst olursa daha düzgün ve sağlam bir iletişimimizin olacağını ifade ettim. Ama ısrarla yuvarladı her cümlesini, beni asabi olmak ile suçladı. Ben de bu şekil de kendisi ile görüşmeyeceği mi ifade ettim, bana dönüp ne söylese beğenirsiniz ? “sen de artık rolü bırak” ahhh ahhhh, tinder dan eşleşmeyi kaldırmam ile telefonunu silmem bir oldu 🙂 Nasıl çok tanıdık değil mi 🙂

Yeni eşleşmem, mak. mühendisi bey :)))

Tinder artık bağımlılık oldu hayatımız da diye düşünüyorum. Mesela ben periyodik olarak gün için de belirli saatler de kaydırıyorum. :))) haydi kahve mi aldım tinder da kaydırayim, bakıyorum o an boşum haydi tinder’a gireyim. Derken perşembe gecesi kaydırırken oda ne dünyalar güzeli desem yeri olacak benden güzel ahaha 1 90 civarları boy, yeşil yeşil gözler, kalın dudaklar çizilmiş gibi bir erkek yaşı benden 3 yaş ufak acaba like yapsam mı ? Amaaan yaparım neden yapmayim :))) ve anın da eşleşme 🙂 ardın dan gelen bir mesaj merhaba… Ve sohbet başlar. 10 yıla sıkışan hayatım da, nasıl bir kadın olduğu mu unutmuşum sanırım… Beğenilmek hoşuma gidiyor. Bu sefer ki kişimiz, mak. mühendisi, aynı zaman da model ve oyuncu imiş. Ama tanınmış biri değil modelliği hobi olarak birkaç kez yapmış, 3 kere de bir reklam da oynamış fakat hiç görmedim. Asıl mesleğini yapıyor zaten. Neyse sohbetimiz güzel ve akıcı, telefonlarımızı vermeyi uygun bulduk. Bana çok yakın oturuyor gece saat 12 yürüsek mi acaba olduk. Sonra ben geri adım attım. Nasıl olsa bir uğursuzluk olur dedim. HA HA HA Peki o zaman ertesi gün için çıkmaz ise eğer binanın altına gelirim dedi espri ile peki dedim. Ertesi gün oldu bu arada içimden hiç çıkmak gelmiyor sebebini bilmiyorum. Regl oldum karnım ağrıyor, bir yandan huysuzluk, keyifsizlik derken akşam 10 civarları haydi birşey kaybetmeyeceksin en fazla birer kahve içer sohbet ederiz dedi. Evimin altına geldi spor ayakkabı eşofmanları giydik öyle sözleşmiştik ve tokalaştık. Aman yarabbim resimler den daha hoş. Oturduk birer kahve söyledik saat geç ti mekan kapanacaktı içtik biraz sohbet ettik ve kalktık. Sonra dolaşmaya başladık karşılıklı elektriklerimiz çok uyumlu idi gülüyor, anlatıyor ve eğleniyorduk. Bazen gözlerimin içine bakıyordu göz temasından kaçınıyordum. :)))) Sanırım bu sefer acaba olabilir mi dediğim bir eşleşme, gece 1.30 civarları idi eve döndüm. Whats app ta biraz daha yazıştık, çok tatlı güzel ve eğlenceli olduğu mu söyledi. ve hala konuşuyoruz dili mi ısırıyorum 🙂 bakalım… Tinder bazen güldürüyor, bazen sinir ediyor ama seviyorum ne yalan söyleyim:p

İlişkiler…

Aslında bu yazıyı yazarken uzun bir toparlama sürecinden geçtim. Hani yazılmalı mı, yazılmaya değer mi, düşünmeye hani şu anlam da… Hepimizin hayatın da en az bir yada daha fazlası hayal kırıklıklarımız olmuştur. İlk değil son da olmayacak. Bile bile kendimizi herseferin de teslim ettiğimiz o büyülü duyguların sonunun olduğunu bile bile yaşamadık mı yaşadık. Aslın da birey olarak, gözlemleyerek, hikayeler dinleyerek, okuyarak yeterince tecrübe edindik. Aslolan saygı, sadakat ve bağlılık. Yeri geliyor evlilik kurumuna bile saygı duyulmuyor. Sosyal medya nın uzun süredir hayatımız da olmasıyla birlikte ilişkiler de şekil değiştirdi, artık ilişki ya da tanıma aşaması evresi bile neredeyse kalmadı. Benim anladığım acı çekmek istemiyoruz, seçeneğimiz çok fazla, “hakan yoksa ahmet var, ahmet yoksa mehmet var” şeklin de. Sizler de böyle mi düşünüyorsunuz. Bundan 10 sene sonra bu durumun daha da fazlalaşacağını düşünmekteyim. Peki ben ne düşünüyorum ? Ben hala buram buram aşk kadınıyım, evet ben aşk’a inanıyorum yine olsa yine yaşarım. Bu konuyu çevrem de paylaşmak istemediğim için bura da yazmayı terc ih ettim. Yazdıklarım hakkında siz neler düşünüyorsunuz, sizce hala mümkün mü ? Güvenir misiniz ? inanır mısınız ?